Geçmişte ne kadar karamsar olduğumu düşünün, 10 yaşlarındayken, diğer kızların oldukça güzel olduğunu gördüğümde, onları iğrenç buluyordum, herkes onları kullanıp harcıyormuş gibi hissediyordum. Satış ofisine gittiğimde, orada ev satan kızları görünce, onların kalem sattığını düşünüyordum, çünkü benim param yoktu, eğer param olsaydı onları harcardım. Güzel bir arabaya binen bir kızı gördüğümde, onun birinin yanında yaşadığını ve her gün 50 yaşındaki bir adamla yattığını düşünüyordum. Zengin bir ailede büyüyen birine baktığımda, onların anne babalarının yerinde ölmesini isterdim. Elektrikli bisikletimle giderken, kırmızı ışıkta beklemek zorunda kalıyordum, kırmızı ışık bile benden nefret ediyordu, bana karşı geliyordu, benimle alay ediyordu. Yağmur yağdığında, gök gürültüsü beni vurmak için geliyormuş gibi hissediyordum. Ben bu şanssız tohumum, yöneticilerimden her biri daha da kötüydü, hepsi küçük düşürücüydü, söyledikleri güzel sözlerin hepsi yalandı. Bir gün onları ortadan kaldırdığımda, sokakta, güzel arabaların motor sesleri her seferinde bana acımasızca gülümseyerek hatırlatıyordu ki ben bir fakirim, ben yoksul birinin çocuğuyum. Peki, bu durumda ne yapmalıyım? Sürekli olarak alay edilmeme izin mi vereceğim? Yoksa kendimle mi alay edeceğim, çaba sarf etmem gerekmiyor mu?
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Geçmişte ne kadar karamsar olduğumu düşünün, 10 yaşlarındayken, diğer kızların oldukça güzel olduğunu gördüğümde, onları iğrenç buluyordum, herkes onları kullanıp harcıyormuş gibi hissediyordum. Satış ofisine gittiğimde, orada ev satan kızları görünce, onların kalem sattığını düşünüyordum, çünkü benim param yoktu, eğer param olsaydı onları harcardım. Güzel bir arabaya binen bir kızı gördüğümde, onun birinin yanında yaşadığını ve her gün 50 yaşındaki bir adamla yattığını düşünüyordum. Zengin bir ailede büyüyen birine baktığımda, onların anne babalarının yerinde ölmesini isterdim. Elektrikli bisikletimle giderken, kırmızı ışıkta beklemek zorunda kalıyordum, kırmızı ışık bile benden nefret ediyordu, bana karşı geliyordu, benimle alay ediyordu. Yağmur yağdığında, gök gürültüsü beni vurmak için geliyormuş gibi hissediyordum. Ben bu şanssız tohumum, yöneticilerimden her biri daha da kötüydü, hepsi küçük düşürücüydü, söyledikleri güzel sözlerin hepsi yalandı. Bir gün onları ortadan kaldırdığımda, sokakta, güzel arabaların motor sesleri her seferinde bana acımasızca gülümseyerek hatırlatıyordu ki ben bir fakirim, ben yoksul birinin çocuğuyum. Peki, bu durumda ne yapmalıyım? Sürekli olarak alay edilmeme izin mi vereceğim? Yoksa kendimle mi alay edeceğim, çaba sarf etmem gerekmiyor mu?